black and white bed linen

Servet-i Fünun Dönemini 3D Anlatım

Bu projeyle Servet-i Fünun dönemini 3 boyutlu olarak keşfedin ve faydalarını öğrenin.

Servet-i Fünun Dönemi Nedir?

Servet-i Fünun edebiyatı, 1896-1901 yılları arasında Servet-i Fünun (Fenlerin Hazinesi) adlı dergi etrafında toplanan sanatçıların oluşturduğu edebi bir harekettir. Bu edebiyat topluluğu, Tanzimat edebiyatından farklı olarak bireysel duygulara, sanatın estetik yönüne ve Batı edebiyatı etkilerine önem vermiştir. Fransız edebiyatından özellikle realizm, natüralizm ve sembolizm akımlarını örnek almışlardır. Dilde ağır ve süslü bir anlatım tercih edilmiş, daha çok aydın ve seçkin bir kesime hitap eden eserler yazılmıştır. Başlıca temsilcileri Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil ve Cenap Şahabettin’dir. Bu dönem edebiyatı, Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasıyla sona ermiştir.

Ali V.

Dönemin Genel Özellikleri

Servet-i Fünun şiiri, bireysel duygulara ve estetik kaygılara dayalı, Batı etkisinde gelişmiş bir edebi anlayışı yansıtır. Bu dönemde şiir, toplumu eğitme aracı olmaktan çıkarılmış, tamamen "sanat için sanat" anlayışı benimsenmiştir. Şairler aşk, hayal kırıklığı, melankoli, tabiat sevgisi, yalnızlık ve ölüm gibi bireysel ve soyut temaları işlemişlerdir. Dilde Arapça ve Farsça kökenli kelimelerle süslü, ağır ve sanatlı bir üslup kullanılmış; anlaşılabilirlikten çok, estetik ifade gücü ön plana alınmıştır. Şiirlerde ahenk ve musiki büyük önem taşımış, aruz ölçüsüyle yazılmış ve ses uyumuna dikkat edilmiştir. Batı edebiyatından, özellikle Fransız edebiyatından etkilenilmiş; sone, terzarima gibi Batı nazım şekilleri denenmiş, klasik divan nazım biçimleri terk edilmiştir. Betimlemelerde empresyonist (izlenimci) bir anlatım benimsenmiş; şiirlerde duygular çoğu zaman doğa tasvirleriyle iç içe sunulmuştur. Servet-i Fünun şairleri, bireyin iç dünyasına yönelerek sanatın bağımsızlığını savunmuş, bu yönüyle Türk şiirinde modernleşme sürecini başlatmışlardır.

Servet-i Fünun döneminde roman ve hikâye, Batı (özellikle Fransız) edebiyatının etkisiyle teknik açıdan gelişmiş, modern yapıya ulaşmıştır. Bu dönemde olay örgüsü daha gerçekçi bir şekilde kurulmuş, karakterler psikolojik yönleriyle derinlemesine ele alınmıştır. Anlatımda realizm ve natüralizm akımlarının etkisi görülmüş; yazarlar bireylerin iç dünyasını, hayal kırıklıklarını, toplumla çatışmalarını ve duygusal çalkantılarını detaylı biçimde işlemişlerdir. Kahramanlar genellikle aydın, sanatçı, öğretmen gibi entelektüel tiplerden seçilmiş; toplumdan kopuk, hayalleri ile gerçekler arasında sıkışmış bireylerin dramları işlenmiştir. Roman ve hikâyelerde mekânlar (özellikle İstanbul’un seçkin semtleri) ayrıntılı betimlemelerle verilmiş, doğa tasvirleri ve çevreyle karakterlerin ruh hâli arasında paralellik kurulmuştur. Dilde şiirde olduğu gibi süslü, sanatlı ve ağır bir anlatım tercih edilmiş, uzun cümleler ve yabancı sözcüklerle örülü bir üslup benimsenmiştir. Bu dönemde eserler bireysel temalara odaklanmış, toplumdan çok bireyin içsel sorunları ve ruhsal çözümlemeleri ön plana çıkarılmıştır. Roman ve hikâyede Halit Ziya Uşaklıgil başta olmak üzere Mehmet Rauf ve Hüseyin Cahit Yalçın gibi yazarlar öncülük etmiş; özellikle Halit Ziya, batılı roman tekniğini Türk edebiyatında başarıyla uygulayan ilk yazar olarak kabul edilmiştir.

Tevfik Fikret

  • Topluluğun sembol isimlerindendir.

  • Sonraki dönemlerde de birçok şairin etkilendiği isim olmuştur.

  • Galatasaray Lisesi mezunu olan şair, hem bu okulda hem de başka okullarda edebiyat öğretmenliği yapmıştır.

  • Şiirlerde güçlü bir şekilde aruz ölçüsünü kullanan şair parnasizm akımından etkilenmiştir.

  • Karamsar bir isimdir.

  • Eserleri: Şiir kitapları → Rübab-ı Şikeste, Şermin, Rübabın Cevabı, Haluk’un Defteri

Cenap Şahabettin

  • Tıp dokturu olan şair Fransa’da sembolist şairlerin etkisinde kalmıştır.

  • Avrupa tarzındaki şiirlerin edebiyatımızdaki ilk temsilcisidir.

  • Ağır bir dil ve aruz ölçüsünü kullanmıştır.

  • Şiirde müzikaliteyi yakalamaya çalışmıştır.

  • Şiirlerinde aşk ve tabiat konularını ele almıştır.

  • Şiirdeki amacı estetik zevki yakalamaktır.

  • Eserleri: Şiir → Tamat; Gezi Yazısı → Hac Yolunda, Afak-ı Irak, Avrupa Mektupları, Tiyatro → Körebe, Küçükbeyler, Yalan

Süleyman Nazif

  • Daha çok vatancı şiirleriyle Namık Kemal’e benzemektedir.

  • Doğu ve Batı edebiyatlarına hakim olan sanatçı Arapça, Farsça ve Fransızca bilmektedir.

  • İstanbul’un işgali sonrasında yazmış olduğu “Kara Bir Gün” adlı şiirle sürgüne gönderilmiştir.

  • Eserleri: Şiir → Gizli Figanlar, Firak’ı Irak Makale → Çal Çoban Çal, Tarihin Yılan Hikâyesi

Halit Ziya Uşaklıgil

  • Türk Edebiyatı’nın ilk büyük romancısı olarak tanınan yazar İstanbullu soylu bir ailedendir.

  • İlk Batılı tarzdaki romanları yazmıştır.

  • Mai ve Siyah adlı romanıyla üne kavuşmuştur.

  • Realizm akımından etkilenmiştir.

  • Ağır bir dil kullanmış ve ağırlıklı olarak bireysel konuları ele almıştır.

  • Eserleri: Roman → Aşk-ı Memnu, Mai ve Siyah, Kırık Hayatlar, Bir Ölünün Defteri Hatıra → Saray ve Ötesi, Kırk Yıl

Mehmet Rauf

  • Romancılığıyla ön plana çıkan bir diğer isimdir.

  • Halit Ziya’nın etkisinde kalmıştır.

  • İlk psikolojik romanımız olan Eylül’ü yazmıştır.

  • Dili dönemine göre daha sadedir.

  • Eserleri: Roman → Eylül, Genç Kız Kalbi, Ferda-yı Garam

Projenin Amacı

Servet-i Fünun gibi edebiyatımızın oldukça soyut, halktan uzak ve günümüzde insanların oldukça az bir kısmının bilgi sahibi olduğu bu dönemi görselleştirerek insanlara dönemin genel özellikleri hakkında bilgilendirmek amacımızdır